Ormana Büyük Darbe: 1 Milyon Metrekarelik Alan Tek İmzalık Kararla İhaleye Çıktı!
Cumhurbaşkanı kararıyla 1 milyon metrekarelik ormanlık alan, Samsun ve Zonguldak'ta orman statüsünden çıkarıldı. 2018'de başlayan bu süreç, çevre örgütlerine göre "yeşil talan döngüsü" olarak nitelendiriliyor. Türkiye, ormanlarını kağıt üzerinde değil, gerçek anlamda kaybetme riskiyle karşı karşıya.

DİLAN KAYA
15 Ağustos 2025 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanan bir karar, 16 Ağustos tarihli Resmî Gazete’de yayınlandı. Bu düzenlemeye göre Samsun ve Zonguldak illerinde mevcut sınırların dışına çıkartılan alanlar, ekli krokiler ve koordinat listelerinde yer alan bölgeleri kapsamaktadır. Bunun yanı sıra, İstanbul Büyükçekmece’de belirli bir alan “özel endüstri bölgesi” olarak ilan edilmiştir.
Bu kararda belirtilen alanların orman statüsünden çıkarılmasına karşılık olarak, iki katı büyüklüğünde yeni ağaçlandırma yapılacağı taahhüt edilmektedir. Ancak geçmişteki deneyimler, bu tür taahhütlerin çoğu zaman yerine getirilmediğini göstermektedir.
KARARIN GETİRDİĞİ GÜNDEM: PARÇA PARÇA ORMAN KAYBI
Bahsi geçen bu karar, 2018'de Orman Kanunu’na eklenen 16. maddeye dayanmaktadır. Daha önce gazetemizin kapsamlı bir şekilde incelediği gibi, bu madde ormanlık bölgelerin parsel parsel yapılaşmasına olanak tanıyan hukuki bir çerçeve sunmaktadır. Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle, en az 26 milyon metrekarelik orman alanı orman statüsünü kaybetmiştir.
Haziran 2024'te Beykoz’da, 9 mahallenin ormanları ani bir şekilde arsa statüsüne dönüştürülmüştü. Temmuz ayında ise 8 ilde toplam 2,8 milyon metrekarelik alan, tek bir imzayla orman dışına çıkarıldı. Bu gelişmeleri ilk olarak kamuoyuna duyuran medya organlarından biri olarak KARAR, yeşil alanların sistematik bir şekilde nasıl parçalandığını ve kamu denetiminden nasıl kaçırıldığını, bunun yanı sıra kalıcı ekolojik zararlara nasıl yol açtığını sık sık dile getirmiştir.
“BU, BİR YEŞİL YIKIM UYGULAMASIDIR”
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin öğretim üyelerinden Doç. Dr. Cihan Erdönmez, bu kararları “şirinleştirme çabası” olarak nitelendiriyor. Erdönmez’e göre, fidan dikimi gibi vaatlerin ekolojik değerini yansıtmaması ve bu tür söylemlerin “yeşil yıkım” (greenwashing) işlevi görmesi dikkat çekici. Zira yıllar süresince oluşmuş bir orman ekosisteminin bir anda yok edilmesi, başka bir yerde birkaç fidanla asla telafi edilemez.
“ORMANLARINA 'ARTIK ORMAN DEĞİLSİN' DİYEN TEK ÜLKE”
Kuzey Ormanları Savunması (KOS) ve TEMA Vakfı gibi çevre kuruluşları, karar ile ilgili sert eleştirilerde bulundu. KOS, Ek 16. maddenin derhal iptal edilmesini ve bu maddeye dayanan tüm kararların geçersiz kılınmasını talep etti. Açıklamada, “Ormanlar bir iş geliştirme alanı değildir; vatan toprağımız, su kaynağımız ve nefesimizdir” şeklinde ifade edildi.
SİYASİ VE HUKUKİ MÜCADELE YÜKSELİYOR
Muhalefet partileri, 16. maddenin Meclis gündemine getirilmesini ve ormanların “imar öncesi durak” haline getirilmesine olanak sağlayan düzenlemenin iptalini talep ediyor. CHP’nin yöneticileri, “Tek bir imza ile şehirlerin akciğerleri yok ediliyor” diyerek 16. maddeyi eleştirmektedir.
Çevre hukuku uzmanları ise süreci hukuki alana taşımak için hazırlık yapıyor. Son kararın idari yargıya taşınması ve yürütmenin durdurulması amacıyla dava açılması yönünde çalışmalar sürmektedir.
BETONA GİDEN YOL “YEŞİL” İLE BAŞLAR
Bu kararın arkasında yatan ekonomik gerekçeler ve “kamunun yararı” iddiaları, çevre savunucuları tarafından sadece yeşil talanın kamufle edilmesi olarak değerlendirilmektedir. Zira geçmişte benzer gerekçelerle imara açılan alanlarda, kazanan halk değil, özel sektör olmuştur; kamu sadece doğasından olmuştur.
Türkiye’de orman alanları, ülke yüzölçümünün %30’unu kapsamaktadır. Ancak iklim değişikliği, su krizleri ve artan doğal felaketler çerçevesinde, orman alanlarını korumak değil, artırmak gerekmektedir. Mevcut ormanların azaltılmasına yönelik her düzenleme, geleceğimiz için doğrudan bir risk oluşturmaktadır.