Emtia Piyasasında Geçen Hafta Olan Olaylarla Yüzleşin! Tüm Ayrıntılar Burada

Emtia piyasası, makroekonomik veriler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) olası faiz indirimleri ve jeopolitik olayların fiyatlar üzerindeki etkisiyle volatiliteli bir hafta yaşadı.

Emtia Piyasasında Geçen Hafta Olan Olaylarla Yüzleşin! Tüm Ayrıntılar Burada

Tamamlanan hafta boyunca makroekonomik gelişmelerin Fed'in para politikası üzerindeki olası etkileri dikkatle incelendi. ABD'deki temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) beklentilere uygun bir şekilde gerçekleşirken, yıllık enflasyonun düşüş eğilimini devam ettirmesi, Fed'in faiz indirimine gitme beklentilerini pekiştirdi.

Bu verilerin ardından aynı dönem için açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 0,3'lük artışıyla son üç yılın en yüksek artış oranını gösterdi. Bu durum, Fed'in pozisyonuna yönelik endişeleri artırdı.

Fed'in eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi gerçekleştireceğine yönelik inanç güçlü bir şekilde devam etse de, artan üretici fiyatları bu olasılığı bir miktar zayıflatıyor. Ancak para piyasalarında hala indirim olasılığına ihtiyatlı bir güvenle yaklaşılmakta.

Çin tarafından gelen makroekonomik gelişmelere de dikkat çekilirken, yayımlanan kredi verileri bankaların temmuz ayında yuan cinsinden verdikleri yeni kredilerde 50 milyar yuan azalışla 20 yıl sonra ilk kez bir aylık dönemde daralma yaşadığını ortaya koydu.

Toplam sosyal finansman (TSF) büyümesi yıllık yüzde 9’a çıkarken, M2 para arzı ise yıllık yüzde 8,8 arttı.

Uzmanlar, bu durumu hane halkı ve işletmelerin kredi taleplerindeki isteksizliğin devam ettiğine işaret ettiğini belirtiyor.

Öte yandan, Çin Ulusal İstatistik Ofisi tarafından paylaşılan temmuz ayı verilerinde, sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 5,7 artarak sekiz ayın en düşük artış hızını kaydettiği, perakende satışlardaki yıllık artışın ise yüzde 3,7 ile zayıf seyrini koruduğu bildirildi.

Ocak-temmuz döneminde emlak yatırımlarında yüzde 12'lik bir gerileme kaydedildi. Temmuz ayında kentsel işsizlik oranı yüzde 5,2’ye yükseldi. NBS ayrıca temmuz ayında kumulatif TÜFE'nin yıllık bazda yatay kalırken, ÜFE'nin yıllık eksi yüzde 3,6 olduğunu verdi.

Konut piyasasındaki fiyat düşüş hızının büyük şehirlerde kısmen yavaşladığı duyuruldu. Analistler, yerel teşviklere rağmen sektörde kalıcı bir denge sağlamak için daha kapsamlı destek ihtiyacının devam ettiğini vurguladı.

Tamamlanan hafta içerisinde, jeopolitik riskler ve diplomatik temaslar emtia fiyatları üzerine etkili unsurlar arasında yer aldı.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın gidişatına dair belirsizlikler sürerken, Alaska'da gerçekleşen ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki zirve de fiyatlamalar üzerinde belirleyici oldu.

Aynı zamanda analistler, Trump'ın Çin ile gümrük tarifesi konusunda sağladığı 90 günlük ateşkesin, ABD-Çin ticaret müzakerelerinde sanayi metalleri açısından en kötü senaryoyu geçici olarak ertelemiş olabileceğini ifade etti.

Diğer yandan, Trump'ın müttefik ülkelere karşı uyguladığı yüksek tarifeler, emtia piyasalarında arz-talep dengesizliğine neden olarak fiyat dalgalanmalarına yol açmaya devam ediyor.

Tüm bu gelişmeler sonucunda, ABD'nin on yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,32 seviyesinde tamamlarken, dolar endeksi ise yüzde 0,3'lük bir düşüşle 97,9'a geriledi.

Değerli Metallerdeki Faiz Belirsizlikleri

Değerli metaller, ABD'de temmuzda meydana gelen ılımlı enflasyon verileri ile Fed'in faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi doğrultusunda olumlu bir destek buldu. Ancak, açıklanan üretici enflasyonunun son üç yılın en hızlı artışı göstermesi, Fed'in herhangi bir gevşeme adımı atmayabileceği endişesini doğurarak fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.

Jeopolitik alanda, Trump ve Putin arasındaki Alaska zirvesinin yarattığı belirsizlik ise değerli metallerdeki düşüşü sınırladı.

Tamamlanan hafta boyunca altın fiyatları dalgalı bir seyir izlerken, hafta başında Trump'ın altın külçelerine gümrük tarifesi koymayacağını açıklaması, fiyatlar üzerinde etkili oldu.

Bu gelişmeler sonucunda değerli metallerin ons fiyatları, altında yüzde 1,8, gümüşte yüzde 0,9 ve paladyumda yüzde 0,9 değer kaybederken, platin yüzde 0,3 değer kazandı.

Çin Etkisiyle Baz Metallerde Düşüş

Baz metallerde, Çin'in açıkladığı makroekonomik veriler doğrultusunda sanayi üretimindeki yavaşlama ve sabit yatırımlarda yaşanan sınırlı artış ile konut sektöründe devam eden düşüş, fiyatlar üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Ancak, nikel ve bakır pozitif ayrışma gösterdi.

Bakır fiyatları, Çin'deki makroekonomik verilerin etkisiyle hareket etti. Arz tarafındaki gelişmeler de bakıra destek sağladı. Dünyanın en büyük bakır üreticisi Şili'de Codelco'ya ait El Teniente madeninde meydana gelen bir tünel çökmesi nedeniyle üretimin aylarca durabileceği duyuruldu. Ayrıca Zambiya'nın ikinci çeyrek bakır üretiminin gerilediği ve 2025 için belirlenen üretim hedefini tehdit ettiği ifade edildi. Bu olumsuz gelişmeler ve büyük madencilik şirketi Antofagasta'nın yılın ilk yarısında karını yüzde 60 artırdığı açıklaması, bakır fiyatlarını destekledi.

Çinko fiyatlarında ise, İsviçre merkezli emtia ticaret firması Trafigura, Singapur'daki LME onaylı depolardan büyük miktarda çinko çekerek bunların bir kısmını ABD'ye sevk etmeye başladı. Trafigura, bu çinkoların bir kısmının iştiraki Nyrstar'ın Tennessee'deki Clarksville çinko izabe tesisinin ekim ortasından itibaren 21 gün süreyle bakımda olacak olmasından dolayı ABD'li müşterilere tedarik amacıyla kullanılacağını bildirdi.

Analistler, bu adımın bir diğer olası nedeninin ise ABD'nin nisan ayında başlattığı ve çinkoyu da kapsayan kritik madenler soruşturması sonucunda çinko ithalatına ek bir vergi uygulanabileceği beklentisi olduğunu belirtti.

Tüm bu gelişmeler neticesinde baz metallerde tezgah üstü piyasada fiyatlar bu hafta libre bazında bakırda yüzde 0,3, nikelde yüzde 0,4 değer kazanırken, çinkoda yüzde 1,3, alüminyumda yüzde 0,5 ve kurşunda yüzde 1,1 değer kaybetti.

Petrol Fiyatlarında Rusya-Ukrayna Ateşkes Umudu

Brent petrol varil fiyatı, tamamlanan hafta boyunca dalgalı bir seyir izlerken, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) raporlarının küresel petrol talebinde bir zayıflama olduğunu göstermesiyle Brent petrol varil fiyatı, 2 Haziran haftasından itibaren en düşük seviye olan 64,75 dolara geriledi.

Yine de Brent petrol, Trump ile Putin zirvesi öncesinde kaybettiği değeri bir miktar telafi etti.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Brent petrol varil fiyatı yüzde 0,1 azalmışken, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın fiyatı İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden yüzde 2,5 değer kaybetti.

Tarım Emtiasında Karışık Görüntü

Tarım emtia piyasası geçtiğimiz hafta karmaşık bir seyir izledi. ABD'de mısır ve soya için yüksek verim tahminleri ile Rusya ve Avustralya'da artan buğday rekoltesi fiyatları aşağı çekerken, ABD'den gelen güçlü ihracat rakamları, özellikle mısır ve buğdayda düşüşleri dengeledi. Soya fasulyesinde ise ihracat verileri ve rekor iç işleme verisi fiyatları destekledi.

Buna rağmen buğday, geçen haftayı yükselişle kapatmasına rağmen fiyat hareketlerinde gözle görülür dalgalanmalar yaşandı. Buğdayın kile fiyatı, 5,0275 dolarla son dört yılın en düşük seviyesini test etti.

Küresel buğday arzının fazlalığı, buğday piyasasının uzun süredir baskı altında kalmasının temel sebeplerinden biri olmuş durumda. Küresel buğday arzı, özellikle Avrupa'daki mahsullerin iyileşmesi sayesinde geçtiğimiz yıla göre daha yüksek seviyelerde bulunmaktadır.

Avustralya ve Arjantin'deki yağmurlar, Güney Yarımküre'de ortalama ve ortalamanın üzerinde buğday verimi elde etme ihtimalini artırtı.

Tüm bu gelişmelerle, bu hafta Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına pirinç fiyatları yüzde 0,2 değer kaybederken, soya fasulyesinde yüzde 5,6, buğdayda yüzde 2,5 ve mısırda yüzde 0,1 artış yaşandı.

ABD'de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange'te libre bazında fiyatlar, kahvede yüzde 11,1, şekerde yüzde 1,4 ve pamukta yüzde 1,3 artış gösterdi. Kakaonun ton başına fiyatı ise haftayı yüzde 3,8 artışla kapattı.

“Buğday Piyasasında Yüksek Rekolte Devam Ediyor”

Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, buğdayın dört yılın en düşük seviyesini test etmesine dair AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, buğday rekoltesinin yüksek kalmaya devam ettiğini ve bu nedenle fiyatların baskı altında kaldığını belirtti.

Dünya genelinde buğday ticaretinin yüzde 30'unun Rusya ve Ukrayna'dan gerçekleştiğine dikkat çeken Ergezen, "Bu bölgede yaşanan gelişmeler başlangıçta endişelere yol açmıştı, ancak Türkiye'nin katkısıyla oluşturulan tahıl koridoru, buradaki ürünlerin uluslararası piyasalara sorunsuz bir şekilde ulaşımını sağladı." dedi.

Ergezen, buğdayın yaptırımlar dışında tutulması sayesinde arzla ilgili kaygıların önemli ölçüde azaldığını ifade ederek, rekoltede yaşanan artışların fiyatları baskı altında tutmaya devam ettiğini aktardı.

Son dönemde artan buğday üretim tahminlerinin de fiyat düşüşlerine katkıda bulunduğunu belirten Ergezen, "Üretim tahminleri burada oldukça önemli. Hem ABD Tarım Bakanlığı'nın hem de Uluslararası Hububat Komisyonu'nun verilerinde üretim tahminlerinde artış gözlemleniyor. Bunun fiyatlamalara etkilerini izlemekteyiz. Son gelen ABD Tarım Bakanlığı'nın verilerinde biraz üretim tahminlerinde düşüş görüldüğünü söyleyebiliriz. Bu durum, fiyatlarda kısa vadeli bir toparlanmaya sebep olabilir. En azından bu sürede üretim tahminlerini yakından takip etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.